Kilo verme sürecinde tercih edilen sık sık küçük porsiyonlarda öğünlerimiz olmasıdır. Mutlaka ana ve ara öğünlerimiz olmalı. Günde bir veya iki öğün yaparak uzun süreli aç kalırsak, her ne kadar eğitimli olursak olalım vücudumuz bu durumu gıda bulmakta zorlandığımızı düşünecek ve hayatta kalmak için metabolik hızımızı düşürecektir. Bu da kilo verilmesini azaltacaktır. Ayrıca uzun açlık süreleri sonrasında kan şekerimiz düştüğü için öğünlerde kontrolü kaybedip sonradan üzülebiliriz.
Ana öğünler dışında ara öğünlere önem verilmelidir. Ana öğündeki porsiyonları düşürmek için mutlaka ara öğünde küçük porsiyonlarda meyve, yoğurt, süt veya kuru yemiş (ceviz, fındık, kayısı veya medine hurması gibi) tüketmeliyiz.
Klasik olacak ama un, tuz ve şeker doğada saf halde bulunmuyor. Vücudumuzda doğanın bir parçası olduğu için bu ürünlere karşı savunmasız kalıyoruz. Kısaca özel kutlamalar dışında rafine şeker, un ve unlu mamüller tüketmemeliyiz. Karbonhidrat ihtiyacımız için kuru baklagiller ve tam tahıllı ekmekler (bir iki dilim) bu konuda yardımcı olacaktır.
Yağ konusunda zeytinyağı ve doğal tereyağı kullanmayı öneriyoruz. Et tüketiminde yağlı kısımları mutlaka ayrılmalı, kızartma yerine fırın veya haşlama yöntemlerini tercih ederek barsaklarımızın daha rahat çalışmasını sağlayabiliriz.
Günlük kan dolaşımımız ve hücre yenilenmesi için en az iki litre su tüketmeliyiz. Farklı sıvılar aklınıza gelebilir, ama su en doğal ve sağlıklı tüketebileceğimiz sıvıdır.
Paketli gıdaları daha az tercih etmeliyiz, içerik kısmını okumalı ve yoğun katkı maddesi kullanılan ürünleri almamalıyız.