Obezite veya şişmanlık harcadığımız enerjiden daha fazlasını tükettiğimiz için yağ depolanmasında ve yağ hücrelerinde artışa bağlı gelişmektedir. Gelişen teknolojiye paralel yürümeyi ve bedenen çalışmayı bıraktık, o kadar yoğun çalışıyoruz ki bedenimizin istediği egzersizlere zaman ayırmıyoruz. Marketlerde içeriğini okumadığımız, özellikle çocuklarımızı etkileyen pırıltılı paketli gıdaları tercih ediyoruz. Nüfusun artışına paralel gıda ihtiyacı arttı ve gıda talebi için raf ömrünü uzatan koruyucu maddeler bedenimizin bir parçası oldu.
Gıda tercihleri ve hareketsiz bir yaşam yanında, genetik yatkınlık, psikolojik olarak strese maruz kalma, doğum yapma gibi faktörlerde eklenince kilo alma sürecini kontrol edemez hale geliyoruz. Ve sonrasında hepimizde vücudumuzun farklı noktalarında yoğun kilolar oluşmaya başlıyor. Yavaş yavaş artan kilolar daha az hareket etmemize, çorabımızı bile giymemize engel olmaya başlıyor.
Peki obezite sadece görsel ve fiziksel sınırlamalara mı neden oluyor ?. Tabi ki hayır…
Tüm organlarımızda yağ depolanması olduğu için yaşam süremiz azalmaya başlıyor. Daha sık kalp damarlarımız tıkanıyor ve kalp krizi geçiriyoruz. Şeker hastalığı başlıyor ve ilaç tedavisi insülin kullanmaya kadar ilerliyor. Tansiyonumuzu kontrol etmekte zorlanıyoruz ve gerekli ilaç sayısı sürekli artıyor. Uyku kalitesi düşüyor, uyku apnesi ve horlama gelişiyor. Kilo kontrolünü sağlayamadığımız sürece tüm organlarımızın fonksiyonları bozuluyor.